Bursa Teknik Üniversitesinde (BTÜ) arı sütünden çok fonksiyonlu cilt maskesi üretilmesini sağlayacak çalışmalara başlandı. Yürütücülüğünü Biyomühendislik Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Aslıhan Kazan’ın yaptığı proje sayesinde, Türk arı sütü; kolajen kaybı, hiperpigmentasyon, oksidatif stres ve DNA hasarı gibi sorunların çözümünde kullanılacak.
BURSA (İGFA) - Arı sütünün Türkiye’deki üretiminin yüzde 85’i Bursa ve çevresinde yapılıyor. Daha önce yerli arı sütünün raf ömrünü uzatacak bir projeye imza atan BTÜ akademisyenler, şimdi de arı sütünden temiz içerikli, güvenilir maske yapmaya hazırlanıyor. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Aslıhan Kazan’ın yürütücülüğünü yaptığı “Arı Sütünün Hiperpigmentasyonu Önleme ve Kolajen Üretimini Destekleme Potansiyelinin Belirlenmesi ve Fotoyaşlanmaya Karşı Arı Sütü Katkılı Hidrojel Yüz Maskelerinin Geliştirilmesi” başlıklı araştırma projesinde Biyomühendislik Bölümü'nden Doç. Dr. Gökçe Taner, Doç. Dr. Emel Tamahkar Irmak ve Araştırma Görevlisi Elife Kıldalı ile Gıda Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar ve Dr. Öğretim Üyesi Seda Altuntaş araştırmacı olarak yer alıyor. TÜSEB B Grubu Ar-Ge projeleri kapsamında desteklenmeye hak kazanan projenin 24 ay süresi bulunuyor.
DOĞAL VE TEMİZ İÇERİKLERE TALEP ARTTI
Dr. Öğretim Üyesi Kazan, UV ışınları, hava kirliliği, tütün alışkanlığı, sağlıksız beslenme gibi faktörlerin ciltte; serbest radikal hasarı, hiperpigmentasyon, hücre çoğalma yeteneğinde azalma, cilt hacminin kaybı gibi kusurlara yol açtığını kaydetti. Kazan, “Yüz, vücudun en görünür bölgesi olması sebebiyle estetik kaygılara yol açmakta ve milyarlarca dolar hacme sahip kozmetik ve kişisel bakım endüstrisinin odak noktasını oluşturmaktadır. Mevcut kozmetik formülasyonların büyük çoğunluğunda kullanılan etken maddeler düşük etkinlik, yan etkiler, toksisite gibi güvenlik endişelerini beraberinde getirmektedir. Bu durum; kimyasal içeriği azaltılmış; yüksek etkinliğe sahip, güvenli ve alternatif aktif bileşenlerce zenginleştirilmiş, doğal ve temiz içerik sunan ürünlere olan talebi artırmaktadır” dedi.
KATMA DEĞERİNİ YÜKSEK ÜRÜN
Türkiye’nin koşulları itibariyle arıcılık ve arı ürünlerinin üretimi için en uygun bölgelerin başında geldiğini dile getiren Dr. Aslıhan Kazan, “Son derece kıymetli bir kaynak olan Türk arı sütüne destekleyici ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından onay verilmiş, üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından öncelikli alanlar kategorisine alınmıştır. Bu proje ile Türk arı sütünün, fotoyaşlanma ile gelişen kolajen kaybı, hiperpigmentasyon, oksidatif stres ve DNA hasarı gibi sorunların çözümünde kullanılmak üzere sahip olduğu potansiyelin bütüncül bir yaklaşımla açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmadan elde edilecek veriler ile arı sütü katkılı, çok fonksiyonlu hidrojel cilt maskesi geliştirilerek arı sütünün ticarileşme potansiyeli taşıyan ve katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürülmesi sağlanacaktır” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.